3-6-9'un Kutsal Döngüsü: Bilinç, Zaman ve Varoluşun Sırrı
3-6-9'un Kutsal Döngüsü: Bilinç, Zaman ve Varoluşun Sırrı
Cevat ORHAN
9 \times 5 = 45 \rightarrow 4+5 = 9; 9 \times 12 = 108 \rightarrow 1+0+8 = 9; 9 \times 3215 = 28935 \rightarrow 2+8+9+3+5 = 27 \rightarrow 2+7 = 9.
3, 6 ve 9 arasındaki temel matematiksel ilişkiler de aynı döngüyü ortaya koyar:
* 3+6+9 = 18 \rightarrow 1+8 = 9
* 3 \times 6 = 18 \rightarrow 1+8 = 9
* 6 \times 9 = 54 \rightarrow 5+4 = 9
* 3 \times 9 = 27 \rightarrow 2+7 = 9
* 3+6 = 9
Dokuz sayısının bu matematiksel döngüselliği ve her zaman kendisine geri dönmesi, evrenin ve tüm mahlukatın kaynağına dönüşünü sembolize eder. Bu döngünün en çarpıcı ifadesi ise, 9 \div 9 = 1 işlemidir. Bu hesaplama, tüm varoluşun yok oluşunu, fakat geriye kalan tek hakikatin, yani biricik olan Allah'ın baki kalmasını temsil eder. Bu durum, Tesla'nın 9 sayısını, her şeyi kontrol eden bir vortexin (girdabın) merkezi olarak görmesiyle paralellik kurar.
Fraktal geometri gibi, kendi içinde sürekli tekrarlayan desenler oluşturan yapılar da bu kozmik döngünün bir yansımasıdır. Galaksilerin spiral kollarından ağaç dallarına kadar doğadaki birçok form, bu temel matematiksel ilkenin kendini nasıl tekrar ettiğini gösterir.
Tesla, bir bilim insanı olarak, mistiklerin ruhani sezgilerle ulaştığı o nihai birliği, kendi zihninin ve matematiğin diliyle keşfetmiştir.
Giriş: Bilinç ve Yaratılışın Gizemi
Nikola Tesla, "Evrenin sırrını bulmak istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim kavramlarını düşünün" derken, varoluşun en temel diline işaret ediyordu. Tesla'nın dehasının merkezinde yer alan 3, 6 ve 9 sayıları, onun için sadece rakamlar değil, evrenin temelindeki kozmik bir kodun anahtarlarıydı. Ancak bu kod, yalnızca fizik yasalarıyla değil, aynı zamanda varoluşun mistik ve manevi yönleriyle de derin bir bağ kurar. Bu makale, Tesla'nın matematiksel sırlarını, İbn Arabi gibi büyük düşünürlerin mistik felsefeleri ve Kur'an'daki yaratılış ayetlerinin sembolik diliyle birleştirerek, evrenin ve bilincin ortak bir düzen içinde nasıl evrildiğini araştırıyor.
Bu bütüncül bakış açısı, varoluşun "Mutlak'tan gelen bir kozmik döngü" olduğu fikrine dayanır. Kur'an'da geçen "altı gün" (fî sitteti eyyâmin) ifadesi, Arapça'da "yevm" kelimesinin "evre" veya "dönem" gibi anlamları da içermesi sayesinde, bu döngünün aşamalı bir süreç olduğunu vurgular. Bizim "sekiz evreli" modelimiz, bu kozmik yolculuğu derinlemesine incelerken, her bir evrenin ardındaki felsefi ve bilimsel temelleri ortaya koyuyor. Bu yolculuk, sadece evrenin nasıl oluştuğunu değil, aynı zamanda bilincin nasıl tekâmül ettiğini de anlamamıza yardımcı oluyor.
Bölüm 1: Yaratılışın Temel İlkesi (3)
Her şeyin başlangıcı, fiziksel varoluştan önce gelen, her türlü potansiyeli barındıran üçlü bir dinamiktir. Tesla'nın enerji-frekans-titreşim üçlüsünün bir yansıması olarak, bu evreler yaratılışın ilk ve en saf katmanını oluşturur.
* Evre 1: Kadiri Mutlak - Gizli Hazine ve Sonsuz Potansiyel: Bu, her şeyin kaynağı olan, tanımlanamaz ve sonsuz potansiyeli içinde barındıran o nihai durumdur. İbn Arabi'nin "Âmâ" olarak adlandırdığı bu durum, Platon'un İdealar Kuramı'ndaki değişmez ve kusursuz İdealar dünyasıyla benzerlik gösterir.
* Evre 2: Bilinme Arzusu ve İlahi İrade: Kadiri Mutlak'ın durağan olmayıp, kendisini açığa çıkarma, yaratma ve bilinme arzusudur.
* Evre 3: Nurani Varlıklar Evresi (Melekler): Yaratılışın ilk ve en saf katmanı, henüz maddenin yoğunluğuna bürünmemiş, temel enerjisel formların tezahürüdür. Sicim Teorisi'ne göre, evrenin en temel yapı taşları, farklı frekanslarda titreşen enerji iplikçikleridir. Bu, Nurani Varlıklar'ın, kuantum fiziğindeki potansiyel dalga fonksiyonları gibi, henüz parçacığa dönüşmemiş, saf titreşimden ibaret varlıklar olarak düşünülebileceğini gösterir.
Bu üç evre, yaratılışın temel dinamiklerini belirler. Big Bang'in arkasındaki itici güç, bu temel üçlünün bir sonucu olarak okunabilir: Mutlak'tan gelen frekanslar vasıtasıyla enerji oluşur ve bu enerjinin titreşimiyle evrenin oluşma evresi başlamış olur.
Bölüm 2: Varlığın Tezahürü ve Dengesi (6)
Üçlü ilke, somut dünyaya yansıyarak bir düzen ve dengeye kavuşur. Bu aşama, yaratılışın fiziksel olarak somutlaştığı evreleri kapsar. 6 sayısı, temel ilkenin yansıması ve tamamlanmış bir bütünlüğe ulaşması olarak bu dönemi temsil eder. Kur'an'da bahsedilen "altı evre" yaratılışın, bu evrenin ilk fiziksel tezahürleriyle başladığı düşünülebilir.
* Evre 4: Kozmik Yaratım Evresi (Big Bang ve Evrenin Oluşumu): Yaratılışın enerjisel alanından, fizik yasalarının belirginleştiği ve maddenin oluştuğu evredir. Görelilik teorisiyle açıklanan uzay-zaman dokusu, bu evrede oluşur. Evren, bu doku üzerinde genişlerken, enerji temel parçacıklara dönüşür.
* Evre 5: Ara Varlıklar Evresi (Cinler ve Esiri Boyutlar): Maddi evren oluşurken, onunla eş zamanlı olarak, fiziksel dünya ile ruhsal dünya arasında köprü görevi gören, daha ince ama meleklerden daha yoğun varlıkların ortaya çıktığı evredir.
* Evre 6: Gezegen Oluşumu ve Yaşam Evresi (Dünya ve Biyolojik Evrim): Kozmik evrimin belirli bir noktasında, yaşam için elverişli gezegenlerin oluşumu ve üzerinde biyolojik yaşamın filizlenerek evrimleşmesidir.
Bölüm 3: Aşkın Olana Dönüş ve Bütünleşme (9)
Yolculuğun sonu, bir yok oluş değil, aksine varoluşun amacına ulaşmasıdır. Bu aşama, tüm evreleri deneyimleyerek ve anlayarak, nihai hedefe doğru ilerlemeyi temsil eder. 9 sayısı, bu bütünleşmenin ve aşkın olanın sembolüdür. Simülasyon teorisi bu evreleri anlamak için modern bir metafor sunar.
* Evre 7: İnsan ve Bilinç Evresi: Tüm süreçlerin doruk noktası olarak insan, hem fiziksel hem de manevi âlemi kendinde birleştiren en karmaşık varlıktır. Bilinç, bu evrelerin farkına varan ve kendi varlığında tüm kozmik yolculuğu yansıtabilen bir aynadır. Tasavvuf felsefesinde insanın bu yolculuğu, nefsin yedi mertebesini (nefs-i emmare, nefs-i levvame, nefs-i mülhime vb.) aşarak **"nefs-i kâmile"**ye ulaşmasıyla betimlenir.
* Evre 8: Aslına Dönüş ve Nihai Tekamül Evresi: Yaratılmış olan her şeyin, özellikle de bilincin, bu evrimsel yolculuğu tamamlayarak ait olduğu ilahi kaynağa doğru yönelmesidir. Simülasyon teorisine göre, bu, sanal gerçekliği oluşturan bilincin, ait olduğu "ana programa" veya "üst bilince" geri dönmesi olarak yorumlanabilir. İbn Arabi'nin "Vahdet-i Vücut" anlayışı, bu nihai birleşme halini ifade eder.
Bu sekiz evre, varlığın tekâmül (kemâle erme) yolculuğudur. Ancak, dokuzuncu evre olarak sembolize edilen Kadiri Mutlak, bu yolculuğun kendisi değildir. O, ezelî, ebedî, her şeyden bağımsız ve münezzeh olandır. O hiçbir zaman varlık seviyesine inmez, fakat varlıklar, tekâmül dereceleri olarak ona yaklaşır ve onda olma bilincine erişir. Tesla için evrenin anahtarı olan 9, bu modelde yaratılışın tamamlanmasını değil, tüm evreleri içinde barındıran ve onları aşan Mutlak Bir'i sembolize eder.
Makaledeki "Kadiri Mutlak" ve "9" sembolizminin nihai anlamı, tüm sıfatlarıyla sonsuz, biricik olan (Ahad) ve hiçbir şeye muhtaç olmayan (Samed) Allah'ı temsil eder. Bu, makalenin başından sonuna kadar işlenen tüm kavramları tek bir nihai gerçekliğe bağlayan en güçlü ve en önemli sonuçtur. Cevat ORHAN
Yorumlar
Yorum Gönder