‎Aklın Yanılsamaları, Kalbin Doğrultusu: Dunning-Kruger Etkisi, Pişmanlık ve Sırat-ı Müstakim

‎Aklın Yanılsamaları, Kalbin Doğrultusu: Dunning-Kruger Etkisi, Pişmanlık ve Sırat-ı Müstakim
‎Cevat ORHAN
‎Giriş
‎Modern psikolojinin sunduğu kavramlar, binlerce yıllık manevi öğretilerle şaşırtıcı bir paralellik gösterir. Bu makalede, Daniel Pink'in pişmanlık teorisi ve Justin Kruger'ın Dunning-Kruger etkisi gibi modern psikolojik yaklaşımlar ile İslam düşüncesinin temel kavramları arasında bir köprü kurulacaktır. Bu sayede, aklın yanılgılarından arınıp, kalbin doğrultusunu bularak sırat-ı müstakim üzerinde nasıl bir yolculuk yapılabileceği incelenecektir.
‎1. Pişmanlık Bir Pusuladır: Daniel Pink ve Nasuh Tövbesi
‎(Regret as a Compass: Daniel Pink and Nasuh Tövbah)
‎Daniel Pink'in araştırmaları, pişmanlığın olumsuz bir duygu olmadığını, aksine hayatımıza yön veren değerli bir pusula olduğunu ortaya koyar. Pink, pişmanlıkları dört ana kategoriye ayırır: temel (sağlık, kariyer gibi ihmaller), cesaret (alınamayan riskler), ahlak (yapılan yanlışlar) ve bağlantı (ihmal edilen ilişkiler). Pişmanlık, geçmişe takılıp kalmamız için değil, gelecekte daha doğru kararlar almamız için bir araçtır.
‎Bu yaklaşım, İslam'daki Nasuh tövbesi kavramıyla birebir örtüşür. Nasuh tövbesi, samimi ve bir daha tekrarlanmayacak bir pişmanlığı ifade eder; geçmişteki hatadan ders alarak yaşamı dönüştürme kararlılığıdır. Kur'an'da bahsedilen "Keşke toprak olsaydım!" (Nebe Suresi, 40) pişmanlığı, bu nihai pişmanlığın ne kadar hayati olduğunu vurgular. Dünyadaki pişmanlığın dönüştürücü gücünü kullanma fırsatının önemini hatırlatır.
‎2. Bilgi Yanılgısı ve Kendini Bilme: Dunning-Kruger Etkisi ve "Oku" Emri
‎(The Illusion of Knowledge and Self-Awareness: The Dunning-Kruger Effect and the Command to "Read")
‎Dunning-Kruger etkisi, bir kişinin bilgisiz olduğu halde, bu bilgisizliğini fark edememesi ve kendini yetkin sanması durumudur. Bu yanılgı, "cahil cesareti" olarak da bilinir. Bu durum, yanlış kararlara ve toplumsal çatışmalara yol açabilir.
‎Bu bilişsel önyargıya karşı en güçlü manevi panzehir, Kur'an'ın ilk emri olan **"Oku"**dur. Bu emir, sadece harfleri okumayı değil, aynı zamanda evreni, insanı ve en önemlisi de kendini okumayı, yani tefekkür etmeyi ifade eder. "Oku" emri, Dunning-Kruger etkisindeki yanlış özgüveni, bilginin ve tevazuun gücüyle dönüştürmeyi amaçlar. Yunus Emre'nin "ben bilmem" zikri, hakiki bilginin, önce cehaleti kabullenmekle başladığını anlatan sembolik bir örnektir.
‎Ayrıca, Peygamber Efendimizin "cevamiu'l-kelim" (az sözle çok mana ifade etme) olması da bu konunun en güçlü örneklerindendir. Dunning-Kruger etkisi altındaki kişi, bilgisizliğinden dolayı çok konuşurken, gerçek bilge, sözün ve bilginin israfından kaçınarak en derin manaları en sade şekilde ifade eder. Bu durum, Kur'an'daki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer Suresi, 9) ayetiyle de desteklenerek, bilgi, hikmet ve tevazu arasındaki ayrımı net bir şekilde ortaya koyar.
‎3. Akıl ve Kalbin Hizası: Farabi, İbn Rüşd, Hüdayi ve Sırat-ı Müstakim
‎(The Alignment of Mind and Heart: Al-Farabi, Averroes, Hudayi, and The Straight Path)
‎İslam düşünürleri ve sufiler, aklın ve kalbin hizalanmasıyla hakikate ulaşılabileceğini öğretmiştir. Sırat-ı müstakim (dosdoğru yol), aklın ve kalbin birleştiği bu nihai hedeftir.
‎Farabi ve İbn Rüşd, aklı insanı doğruya yönlendiren temel rehber olarak görür. Onlara göre pişmanlık, aklı doğru kullanmamaktan kaynaklanan bir hatanın muhakemesi ve bu hatadan dönme fırsatıdır. Aziz Mahmud Hüdayi gibi sufiler için ise cehaletin en büyük kaynağı gaflettir. Dunning-Kruger etkisindeki yanlış özgüven, tasavvufta nefsin aldatmacası olarak görülür. Carl Jung da, analitik psikolojisinde benzer bir şekilde, persona ve gölge kavramlarıyla bu içsel çatışmaları açıklar. Pişmanlık ve tövbe, Jung'un ifadesiyle "gölge"yle yüzleşme ve gerçek benliğe ulaşma sürecidir. Tüm bu yaklaşımlar, aklını ve kalbini hizalayan insanın sırat-ı müstakim üzerinde doğru bir yolculuk yapacağını gösterir.
‎Sonuç
‎Modern psikolojinin ve kadim manevi öğretilerin aynı insanlık hallerine farklı pencerelerden baktığı bu makalede, pişmanlığın geçmişin bir yükü değil, geleceğin bir rehberi; cehaletin ise bir kader değil, kendini bilme yolculuğunun başlangıcı olduğu sonucuna varılmıştır. İnsan, aklı ve kalbi arasındaki dengeyi kurarak, yanılgılardan uzaklaşır ve hakikate daha da yaklaşır. Bu yolculukta, aklı yanıltıcı bir özgüvenin esiri olmaktan kurtarmak ve kalbi doğruyu gösteren bir pusulaya dönüştürmek, sırat-ı müstakim'e ulaşmanın yegane anahtarıdır.
‎Kaynakça
‎ * Pink, Daniel H. (2022). The Power of Regret: How Looking Backward Moves Us Forward. Riverhead Books.
‎ * Kruger, Justin & Dunning, David. (1999). "Unskilled and Unaware of It: How Difficulties in Recognizing One's Own Incompetence Lead to Inflated Self-Assessments". Journal of Personality and Social Psychology.
‎ * Kur'an-ı Kerim. (Makalede kullanılan sure ve ayetler: Nebe Suresi 40, Zümer Suresi 9, Furkan Suresi 27, Kehf Suresi 49, Bakara Suresi 170, A'raf Suresi 179).
‎ * Farabi. el-Medinetü’l-Fâzıla.
‎ * İbn Rüşd. Faslu’l-Makâl.
‎ * Mevlana Celaleddin Rumi. Mesnevi.
‎ * Hüdayi, Aziz Mahmud. Tarîkatnâme.
‎ * İbn Arabi. Fususü’l-Hikem.
‎ * Jung, Carl Gustav. Collected Works.

Yorumlar

Popüler Yayınlar