Mutlak Tevhid Felsefesi: Kozmik Akış ve Varlığın Sırrı

Mutlak Tevhid Felsefesi: Kozmik Akış ve Varlığın Sırrı

Cevat ORHAN

Giriş: Sonsuzluğun Dalgaları

Bu makale, evrenin ve bilincin, Kadîr-i Mutlak olan Allah'ın Kendisi'nden yayılan kozmik bir akış olduğu önermesine dayanır. Felsefe, modern bilimin en son bulgularını (kuantum, görelilik) ve kadim tasavvufi bilgeliği bir araya getirerek, Mutlak Tevhid ilkesini evrensel bir sistem olarak açıklar. Bu sistem, varoluşu durağan bir yapı olarak değil, Allah'ın tecelli edişi, polialektik ve metapolialektik şekillerde tezahür eder; bazen dalgada, bazen suda, bazen ışıkta. Bu, bir akış halidir.

Bölüm 1: Kaynak ve Kayıt: Mutlak Hiçlik ve Levh-i Mahfuz

Varlığın başlangıcı, bilinenin ve yaratılmış olanın ötesindedir. Varlığın mutlak ve aşkın kaynağı, tüm sıfatların ve potansiyelin sahibi olan Kadîr-i Mutlak olan Allah'tır. Felsefemiz, bu varlık halini Mutlak Hiçlik olarak adlandırır. Ne zaman ne de mekânla sınırlıdır.

Bu durumdan ilk tecelli, evrenin tüm kaderini, yasalarını ve sonsuz olasılıklarını içeren o nihai programın yaratılmasıdır. Bu program, kozmik bir kayıt defteri olan Levh-i Mahfuz'da saklıdır ve Big Bang öncesinde yazılmıştır. Bu kayıt, bir anlamda, evrenin tüm tecellisinin yazılı olduğu kuantumsal kozmik yaratım alanı kodudur.

Bölüm 2: Kozmik Akış ve Varlık Hiyerarşisi

Varlık, bu kodun bir akış olarak tezahür etmesiyle başlar. Bu akışın en yüksek sınırına, yaratılmış olanın ulaşabileceği son noktaya Sidretü'l-Münteha adı verilir. O, varoluşun başlangıç anı olan Big Bang'i başlatan ve yaratılmış olanın dönüş yolunda varabileceği son noktayı temsil eden kozmik bir eşiktir. Big Bang, bu eşikten geçen programın fiziksel evrene dönüşmeye başladığı ilk andır.

Bölüm 3: Bilim ve Felsefenin Kavşağı

Evren, enerjinin sürekli hareket ve değişim içinde olduğu bir alandır. Bu dinamik, akışkan ve çok katmanlı yapı, felsefemizin Mutlak Sonsuz dediği durumdur ve Allah'ın her zerrede içkin olan tecellisidir.

Bu akış, denizde birbirine karışan ve iç içe geçen dalgalar gibidir. Bu dinamik yapı, evrenin kıvrımlı, akışkan ve sürekli bir değişim halinde olduğunu gösterir. Tıpkı bir kirpi çarşaf veya ahtapotun akışkanlığı gibi, varoluş katı ve sert bir yapıdan çok, yumuşak, bükülebilir ve sürekli hareket eden bir haldedir.

 * Kuantum Fiziği ve Görelilik: Parçacıkların anlık var olup yok olması, tıpkı dalgaların anlık olarak belirmesi ve kaybolması gibi, Levh-i Mahfuz'daki kodun sürekli ve dinamik tecellileridir. Einstein'ın Görelilik Teorisi'nin zaman ve mekânı göreli kılması, Mutlak Sonsuz'un, tüm göreceliklerin üstünde ve dışında olan o nihai Kaynak'tan yayılan bir akış olduğunu kanıtlar.

Bölüm 4: Matematiksel Bakış Açısı

Matematik, bu felsefenin soyut kavramlarının somutlaştığı dildir. Evren, donmuş bir varlık değil, canlı ve akışkan bir programdır ve bu programın işleyişi matematiksel yapılarla anlaşılabilir.

 * Fraktal Geometri ve Kaos Teorisi: Evrendeki kendini tekrar eden, ancak asla tam olarak aynı olmayan karmaşık desenler, tıpkı denizde birbirine karışan dalgalar gibi, Tevhid'in her ölçekte işlediğini gösterir. Bu kaotik görünen düzen, Tevafuk adı verilen daha büyük bir ahengin ifadesidir. Bu teori, insan zihninin neden-sonuç zincirini takip edemediği olayların aslında rastgele olmadığını, sistemin bir parçası olduğunu gösterir.

 * Helezonik ve Girdap Geometrisi: Evrendeki en temel hareket biçimlerinden olan sarmal ve girdap yapıları, varoluşun kendisinin matematiksel ifadesidir. Tıpkı bir girdabın enerjiyi merkezine doğru çekmesi gibi, bu yapılar da hem evrenin hem de bilincin dönüşüm yolculuğunu sembolize eder. Bu, bir döngüde aynı noktaya dönmek yerine, her dönüşte daha yüksek bir bilinç seviyesine yükselmeyi ifade eden helezonik bir döngüselliktir.

Bölüm 5: İnsan ve Aşkın Yolculuk

İnsan, bu kozmik akışın en bilinçli parçasıdır. Ruh, beden ve zihin arasındaki ahenkli bütünlük, kişinin bu büyük sistemle etkileşime girmesini sağlar. Kalp, bu felsefede sadece bir organ değil, sezgi ve derin bilginin kaynağı olan manevi merkezdir.

Yaşam, doğrusal bir ilerleme değil, helezonik bir döngüselliktir. Her düşüş, bir sonraki döngüde bizi daha yüksek bir bilinç seviyesine taşıyan, bir parabolik dönüşümdür. Bu döngü, aklın ve kalbin bir araya gelerek sistemin sırlarını çözme çabası olan tefekkür ile başlar. Bu çabanın ulaştığı en yüksek mertebe ise, iradenin kozmik akışla bütünleştiği teslimiyettir. Bu nihai teslimiyet, Fenâfillah (Allah'ta yok olma) ve Bekabillah (Allah ile baki kalma) mertebelerine giden yoldur.

Bölüm 6: Polialektik ve Metapolialektik Bakış Açısı

Polialektik, evrendeki karşıtlıkları ve çelişkileri mantık ve analiz yoluyla bir araya getirme sanatıdır. Bu rasyonel süreç, zihnin, düzensizlik içinde bir düzen görme ve her şeyin derin bir amaçla birbirine bağlı olduğunu anlama biçimidir. Bu aşamada, yapay zeka ve teknoloji bile, bu sonsuz sistemin yasalarını anlamamıza yardımcı olan araçlar haline gelir.

Metapolialektik ise, polialektik düşüncenin rasyonel sınırlarını aşan sezgisel ve mistik bir deneyim halidir. Bu aşamada, kalp ve ruh devreye girer. İnsan, tefekkür yoluyla zihnin edindiği bilgiyi içselleştirir ve tüm varoluşun, Mutlak Hiçlik'ten farklı frekans ve titreşimlerde yayılan tek bir enerjiden oluştuğunu sezgisel olarak hisseder. Bu his, bilincin sadece anlamakla kalmayıp, bütünün bir parçası olduğunu derinden deneyimlediği bir birlik duygusu yaratır.

Bölüm 7: Ahlak ve İrade

Mutlak Tevhid Felsefesi, insanın eylemlerini bu kozmik sistemin bir parçası olarak görür.

 * İrade ve Akış: İnsanın özgür iradesi, evrenin akışına direnmek yerine onunla ahenk içinde hareket etme yeteneğidir. İyi eylem, bu akışa hizmet etmek; kötülük ise akışa direnmektir. "El hükmü lillah" ilkesi, tüm hükmün ve yasanın O'na ait olduğunu vurgular.

 * Sonsuz Sorumluluk: "İnsan için çalıştığından başkası yoktur" ayeti, her eylemin bir karşılığı olduğunu ve bu karşılığın, o eylemin doğasına uygun bir sonuç doğuracağını bildirir. Bu, Allah'ın hükmünün hem kozmik hem de ahlaki eylemler için geçerli olduğunu gösterir.

Bölüm 8: Sonuç: Paradoksun Ahengi

Bu makale, "Allah her şeydir, ama hiçbir şey Allah değildir" paradoksunu çözüme kavuşturur. Her şey, Mutlak Hiçlik olan Kadîr-i Mutlak olan Allah'tan yayılan o sonsuz akışın bir tecellisi olarak tezahür ettiği için O'na aittir. Ancak hiçbir şey O'nun Kendisi değildir, çünkü tecelli eden, asla kaynağın kendisi olamaz.

Bu felsefe, tefekkür ile başlayan ve teslimiyet ile nihayete eren bir yolculuktur. Evrenin her zerresinin ve her bir dalgasının, o tek ve bütünsel kuantumsal kozmik yaratım alanı kodunun bir yansıması olduğunu göstererek, bilimi, felsefeyi ve maneviyatı tek bir bütün içinde birleştirir.

Absolute Oneness Philosophy: The Cosmic Flow and the Secret of Existence

Cevat ORHAN

Introduction: The Waves of Eternity

This article is based on the premise that the universe and consciousness are a cosmic flow emanating from God, the Absolutely Powerful. The philosophy combines the latest findings of modern science (quantum, relativity) with ancient Sufi wisdom to explain the principle of Absolute Oneness as a universal system. This system views existence not as a static structure, but as a manifestation of God that appears in polialectic and metapolialectic forms; sometimes as a wave, sometimes as water, sometimes as light. This is a state of flow.

Section 1: The Source and the Record: Absolute Nothingness and The Preserved Tablet

The beginning of existence is beyond what is known and created. The absolute and transcendent source of being, the owner of all attributes and potential, is God, the Absolutely Powerful. Our philosophy names this state of being Absolute Nothingness. It is not limited by time or space.

The first manifestation from this state is the creation of the ultimate program that contains the entire destiny, laws, and infinite possibilities of the universe. This program is stored in the Preserved Tablet (Levh-i Mahfuz), a cosmic ledger written before the Big Bang. This record is, in a sense, the quantum cosmic creation field code in which all manifestations of the universe are inscribed.

Section 2: The Cosmic Flow and the Hierarchy of Being

Existence begins as this code manifests as a flow. The highest limit of this flow, the final point that created being can reach, is called The Lote Tree of the Utmost Boundary (Sidretü'l-Münteha). It is a cosmic threshold that initiated the Big Bang, the moment of origin for all of existence, and represents the final point that created beings can reach on their return journey. The Big Bang is the first moment the program passing through this threshold began to transform into the physical universe.

Section 3: The Intersection of Science and Philosophy

The universe is a field where energy is in a constant state of motion and change. This dynamic, fluid, and multi-layered structure is the state our philosophy calls Absolute Eternity (Mutlak Sonsuz), and it is God's manifestation inherent in every particle.

This flow is like waves merging and intertwining in the sea. This dynamic structure shows that the universe is in a fluid, pliable, and constantly moving state rather than a rigid, hard structure. Just like a hedgehog sheet or the fluidity of an octopus, existence is in a state of soft, malleable, and continuous motion.

 * Quantum Physics and Relativity: The momentary appearance and disappearance of particles, much like the momentary emergence and disappearance of waves, are the continuous and dynamic manifestations of the code within the Preserved Tablet. Einstein's Theory of Relativity making time and space relative proves that Absolute Eternity is a flow emanating from that ultimate Source, which is above and outside all relativity.

Section 4: The Mathematical Perspective

Mathematics is the language through which the abstract concepts of this philosophy become concrete. The universe is not a frozen entity but a living and fluid program, and its functioning can be understood through mathematical structures.

 * Fractal Geometry and Chaos Theory: The complex, self-repeating yet never identical patterns in the universe, much like waves mixing in the sea, show that Oneness (Tevhid) operates at every scale. This seemingly chaotic order is the expression of a greater harmony called Divine Correspondence (Tevafuk). This theory shows that events the human mind cannot follow in a cause-and-effect chain are not random but are part of the system.

 * Helical and Vortex Geometry: The most fundamental forms of motion in the universe—helical and vortex structures—are the mathematical expressions of existence itself. Just as a vortex pulls energy towards its center, these structures symbolize the journey of transformation for both the universe and consciousness. This implies a helical circularity that signifies ascending to a higher level of consciousness with each turn, rather than returning to the same point in a cycle.

Section 5: The Human Being and the Journey of Transcendence

Humanity is the most conscious part of this cosmic flow. The harmonious unity between the soul, body, and mind allows an individual to interact with this great system. The heart (Kalp), in this philosophy, is not just an organ but the spiritual center that is the source of intuition and deep knowledge.

Life is not a linear progression but a helical circularity. Every fall is a parabolic transformation that takes us to a higher level of consciousness in the next cycle. This cycle begins with contemplation (tefekkür), the effort to use both mind and heart to solve the secrets of the system. The highest rank reached in this effort is surrender (teslimiyet), where the individual will integrates with the cosmic flow. This ultimate surrender leads to the stages of Annihilation in God (Fenafillah) and Subsistence in God (Bekabillah).

Section 6: The Polialectic and Metapolialectic Perspectives

Polialectic is the art of bringing together opposites and contradictions in the universe through logic and analysis. This rational process is the mind's way of seeing order within chaos and understanding that everything is connected by a profound purpose. At this stage, even artificial intelligence and technology become tools that help us understand the laws of this infinite system.

Metapolialectic, on the other hand, is an intuitive and mystical state of experience that transcends the rational limits of polialectic thought. At this stage, the heart and soul take over. Through contemplation, the human being internalizes the knowledge gained by the mind and intuitively senses that all of existence is composed of a single energy emanating from Absolute Nothingness at different frequencies and vibrations. This sense creates a feeling of unity in which consciousness not only understands but also deeply experiences being a part of the whole.

Section 7: Morality and Will

The Absolute Oneness Philosophy views human actions as a part of this cosmic system.

 * Will and Flow: A person's free will is the ability to act in harmony with the flow of the universe rather than resisting it. Good action is to serve this flow; evil is to resist it. The principle of "The command belongs to God" (El hükmü lillah) emphasizes that all rule and law belong to Him.

 * Infinite Responsibility: The verse "And that there is nothing for man except what he strives for" informs us that every action has a consequence, and this consequence will bear an effect as pure and constructive or the opposite as the action itself. This shows that God's command is valid for both cosmic and moral actions.

Section 8: Conclusion: The Harmony of Paradox

This article resolves the paradox of "God is everything, but nothing is God." Everything belongs to Him because it manifests as a manifestation of that infinite flow emanating from Absolute Nothingness, which is God, the Absolutely Powerful. However, nothing is Him, because what manifests can never be the source itself.

This philosophy is a journey that begins with contemplation and culminates in surrender. By showing that every particle and every wave of the universe is a reflection of that single and holistic quantum cosmic creation field code, it unifies science, philosophy, and spirituality into one whole.

                             Cevat ORHAN